Perşembe, Aralık 21, 2006

kOpyA


Geçenlerde cansunun sayfasında okudum sınavlardan uykusuzluktan falan bahsediyordu.
Bende dedim madem emekli bir öğrencisin engin tecrübe ve deneyimlerini çocuklarla neden paylaşmıyorsun.
Artık yalnız değilsiniz sizinde var üstadınız eyy öğrenciler.
Her türlü problemizi sorabilirsiniz artık.
Gelelim bugün ki konumuza.
KOPYA
Nasıl çekilir?, çekilirken nelere dikkat etmelidir?, nasıl yakalanılmaz?, yakalanılırsa ne gibi yalanlar söylenir?
1- Kopya çekmenin milyonlarca yöntemi vardır. En bilineni küçük bir kağıda yazmak ve sınavda bir şekilde bu kağıttan yararlanmaktır. Tırnaklara yazmak, hesap makinesinin arkasına yazmak, oturacağınız sıraya yazmak- ki bu biraz sorun olabilir gelen lavuk yerinizi değiştirebilir, bu durumda yerinize geçen öğrenciye oraya kopya yazdığınızı söyleyin ki gariban faydalansın sizde sevap kazanın-, zeki bir öğrencinin herhangi bir şekilde yakınına konuşlanmak, yön fark etmez yeter ki yazdıklarını görün, silgiye yazmak- özellikle test olursa alış-veriş içinde güzel bir gereçtir silgi-, bunların dışında ele, avuca yazmakta işinizi görebilecek tekniklerdir.
2- Dikkat edilecek en önemli husus, gözetmen olarak sınava giren kişinin ? ki lavuk diyoruz kısaca- konumunu iyi hesaplamak ve o görmeden kopyaya bakmak. İlk olarak soğukkanlı olacaksın ve ben onu görmüyorsam o da beni görmüyordur diye düşüneceksin, başını kuma gömen devekuşu misali. Ayrıca çok hızlı olacaksın. Mümkünse lavuğun masasına bir gazete bırakacaksın ki o okurken işini kolayca yapabilesin.
3- Soğukkanlı olduğunuz sürece yakalanmazsınız, bunu unutmayın. Etrafı iyice kolaçan edin, gözünüzü dört açın kafi.
4- Diyelim yakalandınız. Sakın panik yapmayın. Sakin olun, derin derin nefesler alın, sonra da verin ama sakın poff diye bir ses çıkartmayın bu verişlerde, lavuk şüphelenmesin. Sizi kopya çekmeyle itham ederse hemen inkar edin. Yüzsüzlüğün son haddine çıkacaksın bu gibi durumlarda. Yüzünüz mü kızardı "burası da amma sıcak oldu" gibi bir cümle kurun lavuğun duyabileceği bir tonda. Hesap makinesi istemiştim, silgi istemiştim, uç istemiştim, kalemtıraş istemiştim gibi yalanlar söyleyin ama peş peşe değil, aklınıza ilk geleni. Yer mi acaba diye düşünmeyin. Yemezse zaten kağıdınızı çoktan alıp gitmiş olacak. Sizde yavaşça sınıfı terk edersiniz.

Diğer dersimizde ileri kopya çekme yöntemleri?

18 Comments:

Blogger ---OPTiO--- said...

hahah :) üstad..gec kaldin yaaa....ben bitirdim bilee...neyse gelecek kusagin isine yarar :)
yaa ben kopya konusunda cok yeteneksizdim....
ama sinav kagidi vermek yerine , hakaret mektubu yazabilicek kadar da deliydim..bak bunu aklima getirdinn...yaziyim bi ara :)
gece gece cok iyi geldi ya..cok saol...aaa bi de harbiden lavuk oluyolardi yaaa..gözetmen dediginn gecmisini unutuyosa lavuktur hocam...

21/12/06 04:09  
Blogger deli mine said...

bana çocuk dedin ashkar... i hate u ... f.. your black as.. >(((((
:)))) ay çok güldüm .. ama canim sen geride kalmişsin sne mezun oldugundan beri bu ÇOCUKlar yeni yöntemler buldu
hemen bi kuble sunayım

gider kantinden 1 şişe eger hiç çalışmadıysan 2 şişe su alırsın.. suyu accik içersin ki biraz gerçekçilik olsun... ardından markası yazan o jelatini çıkarır arkasına önceden hazırladıgın kopya kagıdını(ince uzun yazacaksn)
yerleştirir ve nazikçe jelatini yerine takarsın...

sınav boyunca kopyaya ihtiyacın mu var.. al suyu eline .. iç güzellleş iç güzellleş :)))

yalnız lavuk yaklaştıkça o taktigi uygulayanlar birden suya sarılıyor anfinin solunda herkes su içiyor gbi görüntüler oluyor :D cidden çok komik :D

yan etkisi: hiç çalışmadıysan sınavi bitirmek için vaktın kalmiyor etrkenden wc yolu görünüyor

21/12/06 05:24  
Blogger Unknown said...

Ayyy. Öğrencilik hayatımın en karanlık, en fena günleri. Ben tam bir beceriksizdim kopya konusundsa. Orta3tü sanırım. Fen dersi. Yanımdaki canım arkadaşım Mücella ile kopya çekmeye heveslendik. Ama öyle böyle değil.... ben bunu yazıyım blogta ya çok uzun.
Benim gibi üniversitenin ön kapısından girip 1 sene sonunda arka kapısından çıkmış biri için geç kalınmış öğütler bunlar. Gerçi o kapıdan çıkış evlilik içindi ya neyse.:))

21/12/06 10:46  
Blogger Unknown said...

Ayyy. Öğrencilik hayatımın en karanlık, en fena günleri. Ben tam bir beceriksizdim kopya konusundsa. Orta3tü sanırım. Fen dersi. Yanımdaki canım arkadaşım Mücella ile kopya çekmeye heveslendik. Ama öyle böyle değil.... ben bunu yazıyım blogta ya çok uzun.
Benim gibi üniversitenin ön kapısından girip 1 sene sonunda arka kapısından çıkmış biri için geç kalınmış öğütler bunlar. Gerçi o kapıdan çıkış evlilik içindi ya neyse.:))

21/12/06 10:46  
Anonymous Adsız said...

Lisede kopye çekilmesini anlarım da üniversitede hiç zevkli olmaz ya. Koskoca adam olmuşsun iki büklüm olacaksın, terlere karışacaksın kıytırık bir not için. Değmez harbiden.
Bir de madde 4 garibime gitti.
-0.7 ucu olan var mı? hehe

21/12/06 13:18  
Blogger tılsım said...

Hahaha :D:D cidden güzel ve yararlı bir yazı olmuş :D:D:D

Hele o gözetmenlerin devamlı başında dikilmesi yok mu.. kırk yılın başı birşey yapacaksın adam gitmez başından.. sinir bir durum oluur ama sinirlenmeyeceksin sakin olacaksın =)))

Bizim arkadaş sınavlar için özel dört- beş silgi alır herşeyi oraya yazar birde boş silgisi olurdu değiştir ve adam her seferinde yakalanmazdı ;)

21/12/06 13:22  
Blogger ........ said...

öğrenciliğimde bende kopya çekerdim.Hemde ne kopya bir kere hoca yakaladı ders din olduğundan ve soruların hazır şeklide bir kaç kopyasını yaptığımızdan hoca benim kağıdı aldı arkadaşlar hemen vermişti bana dolu kağıdı hocaya vermiştim bende.Hocamızda çok iyiydi kabul ettti birde yüz vermişti.Yazıkki geride kaldı o günler.Açık öğretimde kopya çekilemiyor :((

21/12/06 14:11  
Blogger Zehra said...

bak ne dicem sana ashkar y.l yaparken okulda hocamın sınavlarına hatta bölümdeki diğer sınavlarada giriyordum..diyorsun ki yakalanmazsın..aslında sen kopya çekerken o kadar çok belli oluyor ki :) sen oturyorsun ama hoca ayakta ve sana tepeden bakıyor..ben çok kişiyi yakaladım ama sesimi çıkarmadım arkamı döndüm ve ilerledim :) ne de olsa alttan dersi kalmış olan eski sıra arkadaşlarım :) valla şuan hocam duysa beni öldürür kesin :P hehehe

21/12/06 15:13  
Anonymous Adsız said...

Yaf benim gibi kıp kırmızı olanlar ne olcak?Çok denedim ama beceremedim bayrak rengi olurdum hemen :D Zaten bilmediğim cevaplayamadığım sorulara çiçek resmi çizerdim :D Hocalardan biri çiçek abbas diyordu :D O sınav telaşesini özlemem derdim özledim yahu :S

21/12/06 20:04  
Blogger ashkar said...

@optio, zaten benim yaptığımda bir nevi amme hizmeti, yaralansın çocuklar, bekleriz tabi senden de bi yazı..

@cansu, :))) seni hınzır, ben sana dememiştim ama neyse :P
sizin yöntem de iyiymiş, ya hiç calışmadıysa bi damacana alır öyle girer derse artık :)))

@calıkuşu,senden de bekliyoruz, sen zaten hayatının kopyasını çekmişsin, mutlulukar size :))

@tılsım, bende sinir olurdum, bizim bi arkadaş kovmuştu bi seferinde, siz bakarken konsantre olamıyorum diye :))

@duygu, çok ayıp valla hemde din dersinde büyük günah nediyim :)))

@zehra, haklısın valla ama sen en iyisini yapmışsın :P
hocan da duymaz merak etme bi şey demicem ben söz :))

@vehice, çiçek abbas haa :)) bu güzeldi... boş vermekten iyidir cevap kağıdını, en azından içindeki sanatçı ruha bi kaç puan verir :)))

21/12/06 23:06  
Blogger . said...

edebiyat finalinde 1-a 2-e 3-b şeklinde kontrol edioduk (bağıra bağıra) kağıtları taki yirmili sorularda gözlemci "çıkın çabuk dışarı siz ikiniz" die kağıtlarımızı çekiştirip bizi kovana kadar :D

21/12/06 23:21  
Blogger yaban tirtili said...

ahhh ahhh nerde o öğrencilik günleri..
bizim yanımızda bellek kağıtlarımız olurdu yani sınava 5 adet formul içeren kağıtla girmek serbestti. biz onları önceden her soru bir sayfaya sıgacak şekilde hazırlar, fotokopiyle küçültür sınava 5 değil aslında 20ye yakın kağıtla girmiş olurduk. tabi bütün soruların çözümleri de yanımızda. :) ama bu kopya sayılmaz ki bize izin verilen birşeyi kullanıyorduk, di mi canım?? :)

22/12/06 10:23  
Blogger DRNEFES said...

buzaman kadar sadece arkadaslardan soru alıp soru verebilmişimdir..
ama bi kağıtttan kopya cekmek bnm için ölümdür..hayatta yapamam:(

22/12/06 22:14  
Blogger . said...

yahu kursa gidiyorum elli yaşındaki insanlar benden bilgisayarla ilgili kopya alıyor :D

22/12/06 23:48  
Blogger abstract said...

çok iyi :)
kendimi özel derste hissettim:p

23/12/06 22:02  
Blogger mayksisman said...

süper ya :)ben daha çok sırayı dontaıyorum valla :)

23/12/06 22:18  
Anonymous Adsız said...

:D bir öğretmen olarak kınıyorum zatı şahanelerinizi :D öğrencilik günlerimi hatırladım en sık başvurulan kopya kaynağı olaraktan önde biyerlerde konuçlandırılırdım, arka tarafa en yakın arkadaşım onun arkası için ise genelde kavga çıkardı :D ben çektim mi?? tabii ki lisede yandakinden bakardım arada bir bazen de yanlışsa eğer düzelttirirdim :D ne günlermiş ha benden de bir tavsiye erka tarafa oturun lavuk öne doğru ilerlerken arkasını göremez:D birinde de yerleri değiştiren bi lavuğa denk gelmiştik mikroelektronik miydi neydi şansa bak oturduğum sıra döşeliydi hiç panik yapmadan tüm formülleri ordan aktarmıştım:D
ya ayıp olmazsa bir rica şu tamplatenin arkası beyaz önü siyah olsa hala çizgili görüyorum klavyeyi bile :D

23/12/06 23:40  
Anonymous Adsız said...

Okul hayatım boyunca çektiğim kopyalar sınırlıdır.. genelde ben kopya çekmezdim zaten, arkadaşlarıma kopyayı ben verirdim. Bir keresinde yakalanmıştım verirken.. ama küçüktüm daha ilköğretimdeydim yanılmıyorsam.. az ağlamamıştım:)ahhhh ahhhh şimdiki aklım olsa hiç vermezdim.

3/1/07 11:56  

Yorum Gönder

<< Home

javascript hit counter
eXTReMe Tracker