Pazar, Eylül 30, 2007

KıSa BiR aRa

Selam arkadaşlar uzunca bir süre gelemeye bilirim buralara.
Öncelikle çok boktan günler geçiriyorum. Dün evimize hırsız girdi. Evi dağıtmış gitmiş ors. çocuğu ( biraz argo konuşuyorum kusura bakmayın çok sinirliyim) giderken boşta gitmemiş tabi. Bekar kalan iki erkeğin ne kadar değerli eşyası olabilir ki, evimizin en değerli eşyasını yani benim bilgisayarı çalmış o. ç. Çok fena moralim bozuldu anlatamam. İçindeki onca şey gitti. Ucuz atlattığım söylenebilir, zira benim için daha önemli olan bir şeyi görmemiş.
bunun dışında, ondan önceki günde babam küçük bir operasyon geçirdi. Tıkalı damarları açmak için bir operasyon. En azından iyi olduğunu bilmek ve sesini duymak güzeldi tabi.
kısaca boktan gidiyor bu aralar hayat.
Evi özledim...
Yeni bir pc alana kadar yokum ya da çalınan bulunana kadar...

Perşembe, Eylül 27, 2007

DiZi DiZi DizİLer

malumunuz efenim bu ara bir dizi furyasıdır gidiyor. hani derler ya elini sallasan çarpıyor. ben denedim gerçektende çarptı. valla bak. kanal d de yayınlanan bir dizinin haftaya olan bölümünün bir kaç sahnesi benim çalıştığım büronun hemen yanında çekildi. set ekibine tam 4 kez sordum dizinin adı neydi diye. insan uzak olunca bu dizi olaylarından falan pekte hafızasında tutamıyor.
Bak yine unuttum. Neydi... ııımmm "elveda derken".
( hatırlayamadım kanalın sitesinden baktım :)

Kim oynar, konusu ne, hiç bir fikrim yok. Olmasında mümkünse. Çünkü pek sevmedim. Sanki bana oskarlık film çekiyor hıyar ağaları, bir hava bir hava sormayın gitsin. Papucumun figüranları. (kızdım mı ne)
Bakalım daha hangi diziler çarpacak elimizin tersine...

Çarşamba, Eylül 26, 2007

mutlu yıllar ama

hediyeni vermek isterdim bugün görüşseydik :(
yanında olup kutlamak isterdim :(

neyse
...
selam gözümün görmediği, gönlümün hissettiği yüreğine...

Salı, Eylül 25, 2007

sObE 187

Eskiden çok oluyordu bunlar, sobeleme olayları. ilk başladığım zamanlarda sıkça rastgeliyordum.
Mutfak sohbetleri, internet olayları, sevilen filmler gibi şeyler hakkında sobelenmiştim zamanında.
Uzun zaman sonra yine sobelendim "triancula" tarafından.

Konumuz elimizdeki kitabın 187. sayfasındaki ilk cümleyi yazmak. Amaç tam olarak ne bilmiyorum ama sobelendik madem yzalım dimi ama :)
biraz zor oldu zira 187 sayfadan az olan kitaplar mevcut çokca, bende arkdaştan yardım aldım, kitaplığındaki kalın bir kitaptan yazıyorum. Kitabı almışken okuyayımda aynı zamanda.

sayfa 187- "havamız değişsin diye şaka yapmıyorum ben."

Nietzsche'nin Son Rüyası - Joachim Köhler


Çoğu zaman neşili olan bi insan için güzel bi cümle çıktı en azından şansıma...

sıra geldi diğer sobelenenlere

"Pinkmonn"

o çok fazla kitap okur. bakalım ne yazacak :)


"Biricik"

sanırım ilkkez sobelenmiş olacak...
şimdilik yeter 2 kişi. hadi kolay gelsin.

Cumartesi, Eylül 22, 2007

BaDeM GöZLüLeR

Yanlış hatırlamıyorsam ilk olarak Barış Manço öldüğünde kullanmıştım bu tabiri. Ne kadar büyük bir sanatçı olduğundan, başarılarından bahsedilmişti günlerce. Radyolar tarafından yılda bir çalınan parçaları devamlı çalınır olmuştu.
Dost sohbetlerinde
"Vaayy hakikaten de büyük sanatçıymış. Ne güzel şarkılar yazmış, adam eşeğe bile şarkı yapmış" gibilerinden sözler söylendiğini duyar olmuştuk.
Pop müzik patlamasının yaşandığı dönemlerde onun gibi birçok kaliteli müzik adamının adı anılmaz olmuştu, ta ki ölene kadar.

Aynı senaryolar her genç, yaşlı müzik adamının ölümünden sonra söylenir olmuştu. Ne kadar kaliteli insan olduklarından, müziklerinin kalitesinden ve güzelliğinden bahsedilir olmuştu.
Verilmeyen değerler, hak edilen övgüler hep aynı şekilde dillenir olmuştu. "Demek ki ölmek gerekiyormuş" diye düşünüyorlardır, eğer bizi bir yerlerden izliyorlarsa.
Gerçektende ülkemizde KÖR ÖLÜNCE BADEM GÖZLÜ oluyor.
Aşağıdakiler ilk aklıma gelenler.



İlerde badem gözlü olmaları muhtemel körler.


bende körüm
.
.
.

Perşembe, Eylül 20, 2007

???

15 dakikada 3 sigara...
sağol, beni mutlu edip karmaşık duygulara sürüklediğin için.
beklenmedik bi zamandı...
neden yaptın ki bunu...
yoksa hala
yoksa....

Salı, Eylül 18, 2007

ÖyLe İşTe

...
...
...

konu aslında sadece kadın erkek ilişkilerinin başlangıcından doğmuyor
ama belki de bir sebep olarak karşımıza çıkıyor

üst üste gelen yıkımların üzerine başka pencerelerden bakıyorsun artık hayata

senin önem verdiğin şeylerin önemsizleşmesi

üzüyor seni ve sende topluma ayak uyduruyorsun

içsel bir çekişme halinde devam edip geliyor ve sonunda

boomm

patlıyorsun

satıyorsun anası

her şeye aynı gözle bakmaya başlıyorsun

kendi hayatını yaşayıp

diğerlerini umursamıyorsun

çünkü zaten onlar seni umursamayalı çok olmuş

...

böyle devam edip gidiyor
duygusuzlaşıyorsun...

biricik'e teşekkürler…

Pazar, Eylül 16, 2007

iDeAL ErKeK

Gayet.net tarafından yapılan ankete göre bayanlar tarafından belirlenen kriterler doğrultusunda ideal erkek profili çıkartılmış bunu göre;
Bayanlar;
Güvenilir erkek arıyor ( buyurun benim )
İçki- sigara sevmiyor ( onlarda içiyor ama)
Çocuk sahibi olmak isteyen erkekler bayanlar gözünde bir numara
Diksiyonu düzgün ( anlaşılacak kadar düzgün konuşabiliyorum)
Karizması yerinde ( yerindedir sanırım tam yerini bilmesem de)
Kültürlü ( kiloyla mevcut)
Romantik ( göbek adım)
Becerikli ( 10 parmakta 11 marifet valla)
Kendine güvenen ( bilmediğim konuda ne güvenecem kendime)
Erkekleri beğeniyor…
Kadınlar erkeklerin en çok
Gözlerine ( 2 tane mevcut en kahverengisinden )
Yüzüne önem veriyor ( gözlerin durduğu alan zaten orası)
Geniş omuz ( fena sayılmaz)
Bakımlı eller ( tırnakları kestik mi oda tamam)
Biçimli dudaklar ( bundan daha biçimlisi Angelina Jolie de)
Ciddi beğeni kriterleri arasında.
Kel erkekleri çekici bulsalar da saçı olanları çekici bulanların sayısı hala fazla.
( arasında bolca beyaz bulunması sorun olmaz sanırım)
Bayanlar tarafından erkekte tercih edilen mesleklerde doktorluk ve mühendislik.
( her şey iyide burada s.çtık. meslek lisesi mezunuysan ideal erkek olamazsın demek mi oluyor bu)
Kadınlar erkekte 1- 2 bin ytl maaşı yeterli görüyorlarmış. ( alıyoruz bi şeyler )

Oy kullanan arkadaşlarla görüşmek istiyorum mümkünse. Kendileri neye benziyor acaba…

Perşembe, Eylül 13, 2007

HaYıRLı RaMaZaNLaR

Herkese hayırlı ramazanlar diliyorum.
Bugün ilk iftarı yaptık bakalım hayırlısıyla. Kendi ellerimle yaptığım pilav, ev arkadaşımın yaptığı salata ve ev sahibinin yolladığı patates kızartması ve çorba ilk iftar soframızda olanlardı. EEE bekar hayatı yaşayınca böyle oluyor. İlerki günler için bir iftar çadırı bulsak fena olmaz gibi geliyor...
Televizyonlara bakınca fark ettimde sanki ramazan sadece İstanbul'a gelmiş gibi bir hava var. Vapurlarda ya da İstanbul'un bazı mekanlarından yapılan canlı iftar yayınlarını görünce insanın aklına haliyle böyle bir şey geliyor. Sanki İstanbul dan başka bir şehir yok ülke sınırlarında.
İstanbu daki ilk iftarımdı bu benim. Bakalım daha hangi ilkleri yaşayacağız buralarda...

Salı, Eylül 11, 2007

bu biiirrr

Geldim geldim de öyle geldim demekle olmuyor bu işler. Bir şeyler yazmak gerek. Sormazlar mı adama, Ne yaptın bunca süre yoktun ortalarda diye. (bence sormazlar)
Giderken demiştim yeni bir hayat diye öyle de oldu. Şimdi 10 milyonu aşkın nüfusun içinde, gurbette ailesinden uzakta bir gariban olarak eklendim İstanbul varoşlarına. ( çok mu acıklı oldu ne). Varoş demişken lafın gelişi yani...

Buralara bir şeyler yazmasam da çok sevdiğim kişileri takip etmeye çalıştım yada msn de görüştüm vaktim elverdikçe. Olayların gelişiminden haberdar olanlar kendilerini biliyor zaten...
Hepsine çok teşekkür ediyorum. Beni aralarına alıp, arkadaş olarak kabul edip, toplantılarına çağırıp kaynaşma fırsatı verdikleri için ve beni yalnız bırakmadıkları için.

Anlatacak çok bişey yok aslında geldim buradayım o kadar. Bundan sonra daha sık görüşeceğimiz kesin.

Pazar, Eylül 09, 2007

ben geldim

ben geldimmmmm
nerede kalmıştık
javascript hit counter
eXTReMe Tracker