tamam dün öğrenmiştim işe yürüyerek kaç saatte gittiği mi, bugün ki neydi o zaman. "sen öğrenememişsin bi daha yürü bakalım" dercesine, kitlenen trafikte bende kitlendim. 1 saat 15 dk da yürüyerek gidebiliyormuşum işe, ama normal yürüme değil düşmeme çabalarında ve düşme tehlikesi altında atılmış adımlara 1 saat 15 dk. yoksa benim gibi atletik(!) biri 30 dk da gider işine.
en son bu kadar "
kar" ı 2005 de görmüştüm. okul bitti askere gittim, eee kıbrıs' ta da
kar yağarsa küre hakikaten ısınmış ve yörüngesinden sapmış derim o zaman, sonra ankara ya geldim. geçen sene yani, yine
kar mar yok, o yüzden oldu zaten bu seneki susuzluk. bu kış yine
kar göremeyeceğim derken, hatta dememe fırsat kalmadan gördük "
kar" ı.
zaten istanbulda rüzgarlı havada biri yola su dökse trafik kitleniyo, bu kadar
kar yağınca olsun o kadar dedim artık.
kar güzelde, yalnız çekilmiyor ama, yukuş aşağı altında alış-veriş poşetiyle kaymadan, kar topu oynamadan hele kardan adam yapmadan gelip giden "
kar" ı ne yapıyım ben.
alın sizin olsun...